Sevgili Anneler;
Dün akşam HTHayat'ın davetlisi olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Metbolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın Antibiyotiksiz Çocuk Semineri'ne davetliydim.
Ahmet hoca'yı yakından dinlemek ve defalarca okuduğum taş devri diyeti kitabının imzalısını hediye almak çok keyifli idi. Habertürk'e ve değerli Ahmet hocam'a tekrar teşekkür ederim.
Kısa kısa aldığım notları da sizinle paylaşmak isterim:
- Çağımızdaki hastalıkların en büyük sebebi son yüz yılda hayatımıza gıda ve deterjanlar sebebi ile giren 80.000 adet kimyasaldır. Bugun bu kimyasalların 3 te 1'inin insan sağlığına zararlı olduğu kanıtlandı ve geri kalanının da ne olduğu belirsiz.
- Özellikle uzun ömürlü gıdalar zararlı bir gıdanın ömrü ne kadar uzunsa yiyenlerin ömrü o kadar kısa olur.
- Probiyotik özellikli süt,yoğurt ,peynir ,kefir ,boza,turşu gibi fermente gıdaların endüstrileşmesi ile insanlar vucutları için gerekli besinleri alamıyor.
- Glisemik endeksi yüksek şekerli ve fruktozlu ürünler tüm vucudun dengesini bozuyor ve obeziteye sebep oluyor.
- Toprakların suni gübrelerle verimsizleşmesi sebebi ile meyve ve sebzelerin besin değeri düştü.
-Beyaz ekmek gibi boş bir gıda neredeyse diyetimizin %50'sini oluşturuyor. Ekmek yememek en iyisi ancak yiyeceksek tam buğday unu ve ekşi mayalı olmalı.
- Kırmızı et yediğimiz kadar da sakatat yemeliyiz. Karaciğer,beyin,böbrek mutlaka yemeliyiz. Paça eşsiz bir gıdadır. Yemekleri kemik iliği kaynatıp yapın.
- Tavuk yemeyin, hiç bir kaybınız olmaz. Sadece tavukta olan hiç bir özel besin yok.
- Balık mutlaka haftada en az bir yiyin. Somonda olabilir, palamutta, sardalyada. Eğer içindeki civa gibi toksik ağır metallerden içiniz rahat değilse en küçük balık olan hamsi yiyin.
- Hastalıksız hayvanlardan açık süt alın ,bir taşım kaynatın ve yoğurt,kefir yapın. Sütü süt olarak içmek çok faydasız, fermente olmalı. Yoğurdun probiyotiklerini arttırmak için hazır probiyotik yoğurt ile mayalamayın. Eczaneden alacağınız probiyotik tozlarını ekleyebilirsiniz.
- Sağlıklı bir insanın bağırsaklarında 100 trilyon bakteri yaşar, insanın kendi hücre sayısı 10 trilyondur. Aslında biz bakteri deposuyuz, bu sebeple hijyen,antibakteriyel yalanlarına kanmayın.
- Tüm hastalıklar, bağırsaktaki bakterilerin azalması ile başlar. Bağırsaklar geçirgen hale gelir. Tam sindirilmemiş bileşikler kana karışır, ve vucut bunları tanıyamaz, antikor üretir ve yenmeye çalışır. Eğer bu bileşikleri kas hücresine benzetirse, kasları öldürecek antikorlar üretir, işte MS oldunuz. Akciğer hücresine benzetirse, işte akciğer kanseri oldunuz. Bağırsaklar vucudumuzun 2. beyinidir.
- Bağırsak florasını düzeltmek için unlu şekerli gıdaları yemeyin, doğal fermente evde yaptığınız yoğurt,kefir,turşu ,boza , ekşi mayalı ekmek yiyin. Pastörize ve ısıl işlemden geçmiş gıdaları yemeyin.
- Rafine tuz yemeyin.
- Sıcak yemekleri katkısız tereyağı ile soğuk yemekleri zeytinyağı ile yapın.
- Tahılları en az 2 gün ıslatın ki , fermente olsunlar.
- Çelik ve cam kaplar kullanın, hiç bir çeşit plastiğe kanmayın.
- Doğal sabun ve temizlik malzemeleri kullanın.
- Pamuklu doğal giysiler giyin.
- Hareketi hayatın içine katın, haftada 3 kez 1 saat spora gitmekle hiç bir şey düzene girmez. Çocukları yıl boyu spora teşvik edin, yaz gelince baskete ,yüzmeye yazdırmayın.
- Taş devrinde insan vucudundaki Omega 6 - Omega 3 oranı 4:1 iken şimdi 50:1 oldu ve tüm enfaktüs, kanser, diabet gibi hastalıkları tetikliyor. Bu sebeple yetişkinler günde 1000 mg çocuklar 500 mg her gün ( yaz -kış) omega 3 desteği almalı.
- D vitamini eksikliği tüm vucudu bitiriyor. Öğlen saatinde, gölgemiz boyumuzdan kısayken her gün güneşe dışarı çıkmalıyız. Kolumuz ve başımız açık olmalı. 15-20 dk. durmalıyız. Çocuklar dahil.
- Her kiloya 100 unite ( 1 damla devit) almalıyız. 10 kilo çocuk 10 damla almalı.
- A,D,E,K vitaminleri ve domatesteki likopen yağda erir, salatalar zeytinyağlı olmalı.
Bebek bakımı:
- Sezeryan ile doğan bebekler , doğum kanalından hiç bir faydalı bakteri alamadan doğuyor, bu sebeple astım, alerji ve hastalıklar çok sık görülüyor. Anneler bebek doğunca lohusa kanamasından bebeğin ağzına sürmeli.
- Anne sütü eşsizdir, iletişim çağında yaşıyoruz eğer sütünüz yoksa bir şekilde süt annesi bulabilirsiniz, mama vermenize gerek yok. 4 yaşına kadar çocuk emebilir.
- Aşıların ölümcül hastalıklara karşı yapılanları mutlaka yapılmalıdır.
- 6 aydan sonra anne ezerek veya çiğneyerek yemeklerden bebeğine verebilir.
- Hijyen takıntısı yapmayın, doğal halinde büyüsün bebek, emzikleri yere düşünce ağzınızda yalayıp geri verebilirsiniz.
- Çocukları açık havada gezdirin, d vitamini ve kan damlası desteğini verin.
- Yemeklerine az tuz koyun ama rafine tuz olmasın.
Çocuk bakımı:
- Hazır gıdalara alıştırmayın.
- Balık, et, sakatat, mevsiminin doğal sebzesini , meyvesini yesin. Bulgur, tarhana, ayran aşı gibi yiyecekler yesin.
- Hangisinden ne kadar seviyorsa o kadar yesin, illaki günde 2 meyva 500 gr yoğurt gibi altın oranlara takılmayın.
- Bağırsaklarını güçlendirirseniz, faydalı bakteriler, onu hastalık yapan bakteri ve virüslerden korur. 3 günden fazla ateş olunca antibiyotik verilir diye bir şey yoktur.
- Beta veya şu an ki grip salgını için antibiyotik kullanmayın. Öksürük için zencefil ve zerdeçal iyi bir balgam sökücüdür. Hastalanınca probiyotik besinleri ve C vitaminin arttırın.
- Çocuklar hareket etmeli ve wifi, internet gibi zararlılardan uzak durmalı. Sadece yazın yaz okuluna yazdırmakla bir fayda sağlanmaz.
Evet not alıp, aklımda kalanlar bunlar. Bir çok zararlıdan kaçınmak için biz annelere büyük görev düşüyor. Marketteki hazır ürünlerle evimizi doldurmak yerine yapabildiğimiz her türlü besini evde yapmamız gerekiyor.
Eğer aşağıdaki gibi bir mağara resmi görmediyseniz, siz de lütfen yemeyin :)
Sevgiler,
Yeşil Anne