|
hastalıklardan korunma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastalıklardan korunma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11 Kasım 2016 Cuma
Çocuğunuz Çok Sık Hastalanıyor mu?
18 Kasım 2014 Salı
Şifa Kaynağı Altın Süt !
Sevgili Yeşil Anneler , Babalar;
Bugün size çok eski bir şifa kaynağı olan Altın Süt - Golden Milk'den bahsedeceğim.
Altın sütün saymakla bitmeyen çok farklı şifaları var ve yapması çok kolay ayrıca tadı da harika !
Şifa olduğu hastalıklar :
- İltihap önleyici olduğundan eklem hastalıkları, romatizma, öksürük
- Çok iyi bir antioksidan ve hücre yenileyici olduğundan kanser
- Bağışıklık sistemini güçlendirici
- Ağrı kesici, rahatlatıcı
- Hazım kolaylaştırıcı etkisi ile mide hastalıklarına
- Kolesterol ve trigliserid düşürücü
- Karaciğer temizleyicisi
- Yüksek tansiyona karşı
- Metabolizma hızlandırarak, kilo vermeye yardımcı
- Hafıza ve beyin fonksiyonlarını düzeltmek, güçlendirmek için
- Cilt hastalıklarını iyileştirici
Altın sütün ana maddesi, Zerdeçal. Zerdeçal yüzyıllar boyu Hindistan'daki şifacıların kullandığı en önemli baharatlardan biri. Kaynaklar zerdeçal'n 600 farklı faydası olduğundan bahsediyor. Faydalı olmasının sebebi içeriğinde yüksek oranda bulunan polifenoller. Bu polifenollerin faydasını arttırmak için karabiber eklemek gerekiyor . Karabiber polifenollerin emilimini %2000'e kadar arttırıyor !
Altın sütün sabah kalktığınızda ve gece yatmadan bir bardak içmeniz öneriliyor. Özellikle güçlü , kuvvetli bir kış geçirmek isteyenler için gerçekten çok faydalı.
Prof.Dr.Erkan Topuz'da sitesinde Zerdeçal'ın faydalarından detaylı bahsetmiş , tıklayarak okuyabilirsiniz: http://www.erkantopuz.com/tr/newpage-4
Hazırlanması:
Öncelikle bir Zerdeçal macunu yapıyoruz ve bu macunu 2-3 hafta bir kavanoz içerisinde dolapta saklayabilirsiniz.
Zerdeçal Macunu:
- 1/4 fincan toz zerdeçal
- 1/2 çay kaşığı taze öğütülmüş kara biber
- 1/2 fincan su
Bir kapta bu üç malzemeyi karıştırarak kaynayana kadar pişriyoruz. İşte Zerdeçal Macununuz hazır !
Bir kavanoza koyuyoruz, ve dolapta saklayabiliriz.
Altın Süt:
- 1 bardak kaynamış açık süt / pastörize şişe süt veya badem sütü
- 1/4 tatlı kaşığı zerdeçal macunu
- Bal
- İsteğe bağlı bir çay kaşığı hindistan cevizi yağı
Ilıttığınız bir bardak süte zerdeçal macununu koyarak karıştırın, isterseniz hindistan cevizi yağı da koyabilirsiniz. İçilecek sıcaklığa geldiğinde tadına ve beğeninize göre bal da ekleyebilirsiniz.
2 yaş ve üzeri çocuklarınıza da verebilirsiniz. Benim önerim öncelikle bir iki yudum vermek ve alerjik bir reaksiyon olup olmadığını kontrol etmenizdir, tedbirli olmakta fayda var :)
Toz zerdeçalı ben İpek hanım çiftlliği'nden keçi boynuzu tozu ile beraber aldım geçen hafta, şimdi altın sütümüzü içiyoruz.
Sevgilerimle
Yeşil Anne Işık Kırgız
6 Kasım 2014 Perşembe
Öksürük'e Karşı Doğal Reçeteler
Sevgili Yeşil Anneler, Babalar...
Havalar soğudu, öksürük mevsimi geldi. Çocuklar bütün kış öksürüyor, peki aylarca ilaç mı vereceğiz? Tabii ki hayır ! :) Bizim öksürük ile mücadele reçetelerimizi sizinle de paylaşmak istedim.
Öncelikle her zaman söylediğim gibi, yaz kış demeden mutlaka evimizi havalandırmamız gerekiyor. En az 15 dakika evin tüm camlarını açın. Öksüren çocuğun odasını da yatmadan önce tekrar mutlaka havalandırın. Gece odasına sıcak su içine okaliptüs yağı damlatarak buğu yapın, hem göğsünü rahatlatır, burnunu açar hem de oda nemlenmiş olur.
Evinizin havasını kirletecek, çocuğunuzun öksürüğünü tetikleyecek kimyasal temizlik maddeleri, ev kokuları kullanmayın.
Öncelikle öksüren çocuklar bol sıvı almalılar. Bunun için bir kaç bitki çayı önerim var:
- Kekik çayı & Melisa Çayı:
Antiseptik özelliği çok yüksek olan kekik ile yatıştırıcı özelliği olan melisayı beraber suya koyarak, bir dakika bekletip demlemeyin çok acı olur. Ben poşet çay tercih etmiyorum. Şimdi dal şeklinde olan kutuda çaylar var , onlardan alıyorum. Daha sonra içilecek sıcaklığa gelince bir tatlı kaşığı bal ekleyip içirin. Balın 40 derece üzerine çıkamaması gerekiyor.
- Ihlamur, Elma Kabuğu, Hatmi, Kabuk Tarçın :
Tüm malzemeleri bir çaydanlıkta demleyin, yine bal ekleyerek bol bol içirin.
- Boza:
Öksürük için çok iyi bir yatıştırıcıdır. İçindeki etanol sayesinde öksürük şurubu görevi görür.
- Ballı Latte:
Kahve ve bal iyi bir öksürük kesici ancak bunu çocuklara içirmek zor olabilir. Bu sebeple yarım kupa filtre kahveye süt ekleyip, bal koyarak içiyoruz. Keyifli de oluyor.
İlaç Yerine Kullanabileceğiniz Preperatlar:
Bal, Limon , Zencefil:
İki limonu dilimleyin , üzerine bir parmak kadar taze zencefil rendeleyin, kavanozu ağzına kadar bal ile doldurun. Bir hafta kadar bekletip, sabah akşam bir tatlı kaşığı verebilirsiniz. Bal kestane balı olursa çok daha güzel olur.
Kara Turp - Bal:
Kara turbu oyup içine bal koyun, altını delin. Ben iki kere süzdürüp içine de bir çay kaşığının ucu ile toz zencefil koyup veriyorum.
Keçi Boynuzu Pekmezi:
Öksürük Şurubu yerine bol bol verebilirsiniz. Şeker katkılı olmamasına dikkat edin. Toz zencefil eklerseniz daha etkili.
Nane Yağı:
Göğsüne veya sırtına nane yağı ile masaj yaparak sıcak havlu koyun, 2-3 gece tekrarlayın.
Karbonatlı Su-Tuz:
Eğer geniz akıntısı, nezle sebepli öksürük ise bir bardak suya bir kaşık karbonati, bir kaşık tuz koyun. Şırıngaya çekerek çocuğunuzun iki burnunu yıkayın. Başını öne eğerek , sağa sola çevirecek. Sol burun deliğinden sıktığınız sağ burun deliğinden akacak. Bu nezle için de çok etkili.
Bunlar benim deneyip, sonuç aldığım uygulamalar. Tablo ağırlaşmadıkça, ateş 38 üzerine çıkmadıkça uyguluyoruz. Tabi bunlar tamamen benim uygulamalarım, doktorunuzun tavsiyelerinin yerini tutmaz. Siz mutlaka doktorunuza danışın.
Sevgilerimle
Yeşil Anne Işık Kırgız
17 Nisan 2014 Perşembe
Kirli Düzine,Temiz 15 ile Sağlıklı Beslenin !
Yeşil Anneler, Babalar ...
Biliyoruz ki tarım ilaçlarından, bitkilerin hızlı büyümesi ve veriminin artması için kullanılan hormon, azot v.b. gibi katkılardan uzak durmalıyız. Şimdi çilek mevsimi gelmişken, bu konuşmalar da iyice arttı. Ama her şeyi , her zaman nasıl doğal/organik bulacağız diyorsanız Environmental Working Group’un belirlediği kirli düzine denen , en fazla tarım ilacı kullanan 12 ürünü, organik tüketerek, aldığınız zararlı kimyasalları %80’e kadar azaltmanız mümkün.
Ayrıca Temiz 15 diye ayrılan ürünler de minimum ilaçlama ile yetiştirilmesi mümkün olan ürünler, yediklerinizden emin olamadığınız zamanlarda, özellikle dışarıda yerken daha fazla tercih edebilirsiniz.
Sevgilerimle
Yeşil Anne Işık Kırgız
24 Şubat 2014 Pazartesi
Üreterosel Ameliyatı
Merhaba Yeşil Anneler & Babalar,
Bu hafta size yeni bir şey yazamadım. Biraz telaşemiz var, kızım yarın 15:00'de üreterosel ameliyatı olacak. Ben de bu bahane ile hem size bu hastalık hakkında bilgi vereyim hem de iyi dileklerinizi ve dualarınızı isteyeyim diye düşündüm.
Üreterosel anne karnında , ultrason ile tespit edilebilen, doğuşsal bir bozukluk. Belirli bir sebebi yok, hücreler oluşurken bazı DNA'ların yanlış bağlanması sebebi ile oluyor demişti doktorumuz. Çok yakın takip gerektiriyor ve doğumdan sonra da iyi bir bakım istiyor.
Üreterosel Nedir?
Üreter: Böbrekten idrar kesesine inen yoldur. Üreterosel ise, bu yolun mesane ile birleşim yerinde, üreter mukozasından oluşan ve mesane içine sarkan bir kese oluşmasıdır. Mesaneye idrar akımını güçleştirdiği gibi, mesaneden idrar çıkışına da engel olabilir.
Üreterosel belirtileri nelerdir?
Anne karnında iken tespit edilir. Bebeğin idrarını yapmasını güçleştirebilir veya tamamen engelleyebilir. Doğum sonrasında ise idrar yolu enfeksiyonuna bağlı olarak ateş, halsizlik, huzursuzluk, idrar yapma güçlüğü görülebilir.
Üreterosel tanısı nasıl konulur?
Anne karnında iken ultrasonografi ile tespit edilebilir.
Üreterosel tedavisi nedir?
Cerrahidir. Üreterosel çıkarılır ve üreterin mesaneye girdiği bölge yeniden yapılandırılır.
Benim bebeğim de üreterosel olduğu, 20 haftalıkken ki ultrasonda anlaşıldı. En önemli belirtisi bebek idrar yapmakta zorlandığı için anne karnındaki amniyoz sıvısının azalması. Bu andan itibaren her hafta hem böbreklerde yapılamayan idrardan dolayı şişme var mı, hem de amniyoz sıvısı bebeğin gelişebilmesi için yeterli mi diye İstanbul Tıp Fakültesi Çapa hastanesine Prof .Atıl Yüksel’e kontrole gittim. Ve aynı gün Çapa’da Çocuk Ürolojisi Prof.Dr. Orhan Ziylan’ın üroloji konseyine girdim. Bu şekilde yakın kontrol ile 30 haftaya kadar geldik. Bebek bu süreçte hiç çiş yapmadı , idrar kesesi ve böbrekleri gitgide şişti. 30.haftada amniyoz sıvısının çok azalması ve kalp atışlarının yavaşlaması sebebi ile acil doğuma alındı. Doğar doğmaz yoğun bakıma alınarak sonda takıldı, ve idrar boşaltıldı. Birkaç gün sonra da Orhan hoca, idrar yollarından dikişsiz girerek, idrar kesesini tıkayan üreteroseli kesti, idrarın içinden akmasını sağladı. Bir süre daha yoğun bakımda kaldı, beslenmeye ve kilo alımına başlayınca taburcu olduk. Ve bir yaşına ulaştıktan sonra da idrar kesesine açık ameliyatla müdahale ederek, üreteroseli alacak ve idrar kesesini yeniden yapılandıracağız demişti. Bu zamana kadar 3 kez idrar yolu enfeksiyonu geçirdi, koruyucu antibiyotik kullandık. İdrar yolu enfeksiyonu ateş yapmadan önce iştahsızlık ve kusma yapıyor. Bu sebeple bebek susuz kalabilir, çok tehlikeli. Kusan bebeğinizi hemen doktora götürün. Anneler hamilelik ve sonrasında bebeklerinin rutin kontrollerini aksatmasınlar. Son iki haftada her gün sabah akşam NST’ye girdim. Eğer bu denli yakın takip etmesek Allah korusun bebeği kaybedebilirdik. Yarınki ameliyat ile de inşallah düzelecek ve sağlığına kavuşacak. Eğer çevrenizde amniyoz sıvısı az olan hamile varsa, mutlaka böbrek ve mesane için detaylı ultrasonografiye girsin.
Tuana hepinizden dualarınızı bekliyor, İnşallah haftaya iyi haberler ile görüşmek üzere,
not: Depodaki kızlar iş başında, her türlü Mom's Green siparişiniz gönderilecektir, işlerde bir aksama olmayacak.
Sevgiler
Yeşil Anne
15 Ocak 2014 Çarşamba
Prof. Dr. Ahmet Aydın'dan Sağlıklı Yaşam Dersleri !
Sevgili Anneler;
Dün akşam HTHayat'ın davetlisi olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Metbolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın Antibiyotiksiz Çocuk Semineri'ne davetliydim.
Ahmet hoca'yı yakından dinlemek ve defalarca okuduğum taş devri diyeti kitabının imzalısını hediye almak çok keyifli idi. Habertürk'e ve değerli Ahmet hocam'a tekrar teşekkür ederim.
Kısa kısa aldığım notları da sizinle paylaşmak isterim:
- Çağımızdaki hastalıkların en büyük sebebi son yüz yılda hayatımıza gıda ve deterjanlar sebebi ile giren 80.000 adet kimyasaldır. Bugun bu kimyasalların 3 te 1'inin insan sağlığına zararlı olduğu kanıtlandı ve geri kalanının da ne olduğu belirsiz.
- Özellikle uzun ömürlü gıdalar zararlı bir gıdanın ömrü ne kadar uzunsa yiyenlerin ömrü o kadar kısa olur.
- Probiyotik özellikli süt,yoğurt ,peynir ,kefir ,boza,turşu gibi fermente gıdaların endüstrileşmesi ile insanlar vucutları için gerekli besinleri alamıyor.
- Glisemik endeksi yüksek şekerli ve fruktozlu ürünler tüm vucudun dengesini bozuyor ve obeziteye sebep oluyor.
- Toprakların suni gübrelerle verimsizleşmesi sebebi ile meyve ve sebzelerin besin değeri düştü.
-Beyaz ekmek gibi boş bir gıda neredeyse diyetimizin %50'sini oluşturuyor. Ekmek yememek en iyisi ancak yiyeceksek tam buğday unu ve ekşi mayalı olmalı.
- Kırmızı et yediğimiz kadar da sakatat yemeliyiz. Karaciğer,beyin,böbrek mutlaka yemeliyiz. Paça eşsiz bir gıdadır. Yemekleri kemik iliği kaynatıp yapın.
- Tavuk yemeyin, hiç bir kaybınız olmaz. Sadece tavukta olan hiç bir özel besin yok.
- Balık mutlaka haftada en az bir yiyin. Somonda olabilir, palamutta, sardalyada. Eğer içindeki civa gibi toksik ağır metallerden içiniz rahat değilse en küçük balık olan hamsi yiyin.
- Hastalıksız hayvanlardan açık süt alın ,bir taşım kaynatın ve yoğurt,kefir yapın. Sütü süt olarak içmek çok faydasız, fermente olmalı. Yoğurdun probiyotiklerini arttırmak için hazır probiyotik yoğurt ile mayalamayın. Eczaneden alacağınız probiyotik tozlarını ekleyebilirsiniz.
- Sağlıklı bir insanın bağırsaklarında 100 trilyon bakteri yaşar, insanın kendi hücre sayısı 10 trilyondur. Aslında biz bakteri deposuyuz, bu sebeple hijyen,antibakteriyel yalanlarına kanmayın.
- Tüm hastalıklar, bağırsaktaki bakterilerin azalması ile başlar. Bağırsaklar geçirgen hale gelir. Tam sindirilmemiş bileşikler kana karışır, ve vucut bunları tanıyamaz, antikor üretir ve yenmeye çalışır. Eğer bu bileşikleri kas hücresine benzetirse, kasları öldürecek antikorlar üretir, işte MS oldunuz. Akciğer hücresine benzetirse, işte akciğer kanseri oldunuz. Bağırsaklar vucudumuzun 2. beyinidir.
- Bağırsak florasını düzeltmek için unlu şekerli gıdaları yemeyin, doğal fermente evde yaptığınız yoğurt,kefir,turşu ,boza , ekşi mayalı ekmek yiyin. Pastörize ve ısıl işlemden geçmiş gıdaları yemeyin.
- Rafine tuz yemeyin.
- Sıcak yemekleri katkısız tereyağı ile soğuk yemekleri zeytinyağı ile yapın.
- Tahılları en az 2 gün ıslatın ki , fermente olsunlar.
- Çelik ve cam kaplar kullanın, hiç bir çeşit plastiğe kanmayın.
- Doğal sabun ve temizlik malzemeleri kullanın.
- Pamuklu doğal giysiler giyin.
- Hareketi hayatın içine katın, haftada 3 kez 1 saat spora gitmekle hiç bir şey düzene girmez. Çocukları yıl boyu spora teşvik edin, yaz gelince baskete ,yüzmeye yazdırmayın.
- Taş devrinde insan vucudundaki Omega 6 - Omega 3 oranı 4:1 iken şimdi 50:1 oldu ve tüm enfaktüs, kanser, diabet gibi hastalıkları tetikliyor. Bu sebeple yetişkinler günde 1000 mg çocuklar 500 mg her gün ( yaz -kış) omega 3 desteği almalı.
- D vitamini eksikliği tüm vucudu bitiriyor. Öğlen saatinde, gölgemiz boyumuzdan kısayken her gün güneşe dışarı çıkmalıyız. Kolumuz ve başımız açık olmalı. 15-20 dk. durmalıyız. Çocuklar dahil.
- Her kiloya 100 unite ( 1 damla devit) almalıyız. 10 kilo çocuk 10 damla almalı.
- A,D,E,K vitaminleri ve domatesteki likopen yağda erir, salatalar zeytinyağlı olmalı.
Bebek bakımı:
- Sezeryan ile doğan bebekler , doğum kanalından hiç bir faydalı bakteri alamadan doğuyor, bu sebeple astım, alerji ve hastalıklar çok sık görülüyor. Anneler bebek doğunca lohusa kanamasından bebeğin ağzına sürmeli.
- Anne sütü eşsizdir, iletişim çağında yaşıyoruz eğer sütünüz yoksa bir şekilde süt annesi bulabilirsiniz, mama vermenize gerek yok. 4 yaşına kadar çocuk emebilir.
- Aşıların ölümcül hastalıklara karşı yapılanları mutlaka yapılmalıdır.
- 6 aydan sonra anne ezerek veya çiğneyerek yemeklerden bebeğine verebilir.
- Hijyen takıntısı yapmayın, doğal halinde büyüsün bebek, emzikleri yere düşünce ağzınızda yalayıp geri verebilirsiniz.
- Çocukları açık havada gezdirin, d vitamini ve kan damlası desteğini verin.
- Yemeklerine az tuz koyun ama rafine tuz olmasın.
Çocuk bakımı:
- Hazır gıdalara alıştırmayın.
- Balık, et, sakatat, mevsiminin doğal sebzesini , meyvesini yesin. Bulgur, tarhana, ayran aşı gibi yiyecekler yesin.
- Hangisinden ne kadar seviyorsa o kadar yesin, illaki günde 2 meyva 500 gr yoğurt gibi altın oranlara takılmayın.
- Bağırsaklarını güçlendirirseniz, faydalı bakteriler, onu hastalık yapan bakteri ve virüslerden korur. 3 günden fazla ateş olunca antibiyotik verilir diye bir şey yoktur.
- Beta veya şu an ki grip salgını için antibiyotik kullanmayın. Öksürük için zencefil ve zerdeçal iyi bir balgam sökücüdür. Hastalanınca probiyotik besinleri ve C vitaminin arttırın.
- Çocuklar hareket etmeli ve wifi, internet gibi zararlılardan uzak durmalı. Sadece yazın yaz okuluna yazdırmakla bir fayda sağlanmaz.
Evet not alıp, aklımda kalanlar bunlar. Bir çok zararlıdan kaçınmak için biz annelere büyük görev düşüyor. Marketteki hazır ürünlerle evimizi doldurmak yerine yapabildiğimiz her türlü besini evde yapmamız gerekiyor.
Eğer aşağıdaki gibi bir mağara resmi görmediyseniz, siz de lütfen yemeyin :)
Sevgiler,
Yeşil Anne
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)