Pages

31 Ocak 2014 Cuma

Doğal Anne Başak Pirtini'den 10 Adım'da Kefir Mayalamak!

Merhabalar;

Bugun bloguma  doğal anneyim facebook grubunun kurucusu Sevgili Başak Pirtini 10 adımda kefir mayalamak yazısı ile misafir geldi..

Başak doğal yaşam konusunda çok tecrübeli , iki fıstık kızını da üstüne titreyerek büyüten kimyager bir anne. Şimdi de sıkı bir Mom's Green kullanıcısı :)

Kefir çok önemli bir probiyotik... Prof.Dr.Ahmet Aydın'da uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı ve çocuklarımızın bağışıklığını arttırmak için her gün yenmesi gerektiğini söylemişti. Ben de kavanozumda 24 saatte mayalayıp bebek dahil bütün aile fertlerine yediriyorum, hazır kefirler gibi olmuyor, tatlı ve  yoğurt gibi bir  kıvamda oluyor. Meyve püresi,pekmez veya bal ile de karıştırabilirsiniz.

Başakçım ne zamandan beri kefir mayalıyorsun?

Hamileliğimden itibaren 5 senedir düzenli olarak kefir tüketiyoruz. İlk sene piyasadaki hazır kefirleri içerken kendi sütümü işlemeye başlayınca yoğurt mayalamanın yanına kefir mayalamayı da ekledim. Son bir senedir süt ürünlerini daha yoğun bitkisel diyet yaptığım için kendim tüketmesem de çocuklarım için kefir mayalamaya devam ediyorum. Çoğu zaman yoğurt mayalamak yerine kolayıma gittiği için sadece kefir mayalıyorum.




Kefir nedir?

Kefir krema kıvamında, hafif ekişimsi tadı olan fermente bir süt içeceğidir. Kefiri Kafkas dağlarındaki eski Türkler’in bulduğu ve Kafkas ırkının uzun yaşamının sırrı olduğu öngörülüyor. Kefir, süte kefir tanecikleri katarak mayalanır. Bu tanecikler 8-10mm çapında karnıbahara benzeyen ufak partiküllerdir. Kefir tanelerinde yaklaşık 30-50 çeşit değişik bakteri ve maya türü bulunur. Sütün içinde kaldıkça kefir taneleri büyürler ve çoğalırlar.

Kefir mayalamak için nelere ihtiyaç var?

Kefiri süzmek için plastik tel süzgeç (metal değmemesi gerekiyor) ve tahta kaşık, sütü koymak için cam kavanoz, süt ve kefir taneleri.

Kefirtaneleri yahoo grubundan veya başka bir kaynaktan kefir tanesi temin edebilirsiniz. Zaman zaman facebooktaki Doğal Anneyim grubumda da kefir mayası paylaşanlar oluyor. Kefir taneleri defalarca kullanılabilir. Cityfarm’da sadece bir kaç mayalama yapabilen kefir mayası poşetleri de var ama ben pek memnun kalmadım. Bazı kefir meraklıları canlı kefir mayası olmadığı için besin değerinin daha düşük olduğunu söylüyorlar. Endüstriyel olarak üretilen ve market raflarındaki kefir de canlı mayadan değil de kefir kültüründe üretiliyor. Dolayısıyla canlı kefir tanesiyle yapılana göre besin değeri açısından biraz fakir sayılıyor.


Sağda cam kavanozda mayalanmış kefir. Solda süzülmüş kefir taneleri ve altında içime hazır kefir.


Kefir nasıl mayalanır?

1- İlk önce güvendiğiniz bir sütçüden çiğ süt temin edin. Ben genelde yoğurt ve kefirimi güvendiğim sütçüden alıyorsam hiç kaynatmadan yapıyorum çünkü sütün yapısı kaynatılınca bozuluyor ve kalsiyum dengesi bozuluyor. Ayrıca kefir taneleri sütteki zararlı bakterileri yiyorlar. Çiğ sütten mayalamak içinize sinmezse 5 dk boyunca çiğ sütünüzü kaynatın. Çiğ süt bulamazsanız alternatif olarak günlük pastörize süt de kullanabilirsiniz. Yanlızca UHT süt kesinlikle kullanmayın. Prof. Ahmet Aydın’ın beslenmebulteni.comsitesinde “Kutu Süt Savaşları” dosyasında sağlıksız UHT kutu sütleri oldukça detaylı anlatıyor.

2- Kefirin mayalanması 20-25 derecede oda sıcaklığında olur. Sütünüz sıcaksa 25 dereceye düşmesini bekleyin. Sonra sütünüzü cam kavanoza aktarın. Sütünüz soğuksa ılıtmanıza gerek yok, oda sıcaklığına gelince mayalanma kendi kendine başlayacak.

3- Önceden temin ettiğiniz sütün veya suyun içinde bulunan kefir tanelerini plastik tel süzgeçten süzün. Taneleri su ile yıkamadan tahta kaşık kullanarak süte ekleyin. Kapağını kapatın, bir havlu ile sarıp karanlık bir oda dolabına koyun. Normalde 1 litre süte 15-20gram ceviz kadar kefir tanesi yeterli olur. Nohut kadar kefir de mayalar ama aynı miktar sütü mayalaması sadece daha uzun sürer.

4- Kefirin mayalanması  8-24 saat sürer. Daha yoğun bir ekşimsi tat için 2 gün de bekletebilirsiniz. 12 saatten daha uzun sürede mayalanan kefir sindirim sistemini yavaşlattığını, 12 saatten daha kısa sürede mayalananın ise sindirim sitemini hızlandırdığını söylüyorlar.
5- Kefir hazır olunca yine plastik tel süzgeçten geniş bir kaba süzün. Kefir mayasını yıkamadan yeniden taze süte atın, hemen tekrar mayalayabilirsiniz.

6- Kefir mayanızı bir süre kullanmayacaksınız üstünü kapatacak kadar süte veya içme suyuna koyarak cam kapta 10 gün kadar buzdolabında saklanabilir. Eğer uykuya geçmişlerse ılık sütle tekrar canlandırabilirsiniz, ancak beklettikten sonraki ilk bir-iki mayalanmayı tüketmemek tavsiye ediliyor.

7- Süzülmüş kefiri cam bir kavanoza koyarak buzdolabında saklayıp bir kaç günde tüketebilirsiniz. Ekşi tat herkesin aradığı tat, ancak tatlımsı tadı sevenler varsa tüketirken biraz sütle karıştırmak tadını yumuşatabiliyor.

8- Doktorlar günde en az yarım litre evde mayalanmış kefir ya da yoğurt öneriyorlar.

9- Bazıları yağsız sütle kefir mayalamaya çalışıyor ama yağsız süte mayalanan
kefir taneleri de zamanla cılızlaşıyor deniyor. Süt ne kadar doğal ve sağlıklıysa onlar da o kadar sağlıklı oluyor.

10- Kefir zamanla çoğalacaktır ufak parçalar halinde süt içinde kağıt bardaklarda -20 derecede 7-8 ay boyunca dondurarak saklayabilir ve bunları paylaşabilirsiniz.

Doğal Anne Başak Pirtini

 İyi haftasonları :)

Yeşil Anne


15 Ocak 2014 Çarşamba

Prof. Dr. Ahmet Aydın'dan Sağlıklı Yaşam Dersleri !

Sevgili Anneler;



Dün akşam HTHayat'ın davetlisi olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Metbolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın'ın Antibiyotiksiz Çocuk Semineri'ne davetliydim.


Ahmet hoca'yı yakından dinlemek ve defalarca okuduğum taş devri diyeti kitabının imzalısını hediye almak çok keyifli idi. Habertürk'e ve değerli Ahmet hocam'a tekrar teşekkür ederim. 




Kısa kısa aldığım notları da sizinle paylaşmak isterim:




- Çağımızdaki hastalıkların en büyük sebebi son yüz yılda hayatımıza gıda ve deterjanlar sebebi ile giren 80.000 adet kimyasaldır. Bugun bu kimyasalların 3 te 1'inin insan sağlığına zararlı olduğu kanıtlandı ve geri kalanının da ne olduğu belirsiz.

- Özellikle uzun ömürlü gıdalar zararlı bir gıdanın ömrü ne kadar uzunsa yiyenlerin ömrü o kadar kısa olur.

- Probiyotik özellikli süt,yoğurt ,peynir ,kefir ,boza,turşu gibi fermente gıdaların endüstrileşmesi ile insanlar vucutları için gerekli besinleri alamıyor.

- Glisemik endeksi yüksek şekerli ve fruktozlu ürünler tüm vucudun dengesini bozuyor ve obeziteye sebep oluyor.

- Toprakların suni gübrelerle verimsizleşmesi sebebi ile meyve ve sebzelerin besin değeri düştü.

-Beyaz ekmek gibi boş bir gıda neredeyse diyetimizin %50'sini oluşturuyor. Ekmek yememek en iyisi ancak yiyeceksek tam buğday unu ve ekşi mayalı olmalı.

- Kırmızı et yediğimiz kadar da sakatat yemeliyiz. Karaciğer,beyin,böbrek mutlaka yemeliyiz. Paça eşsiz bir gıdadır. Yemekleri kemik iliği kaynatıp yapın.

- Tavuk yemeyin, hiç bir kaybınız olmaz. Sadece tavukta olan hiç bir özel besin yok.

- Balık mutlaka haftada en az bir yiyin. Somonda olabilir, palamutta, sardalyada. Eğer içindeki civa gibi toksik ağır metallerden içiniz rahat değilse en küçük balık olan hamsi yiyin.

- Hastalıksız hayvanlardan açık süt alın ,bir taşım kaynatın ve yoğurt,kefir yapın. Sütü süt olarak içmek çok faydasız, fermente olmalı. Yoğurdun probiyotiklerini arttırmak için hazır probiyotik yoğurt ile mayalamayın. Eczaneden alacağınız probiyotik tozlarını ekleyebilirsiniz.

- Sağlıklı bir insanın bağırsaklarında 100 trilyon bakteri yaşar, insanın kendi hücre sayısı 10 trilyondur. Aslında biz bakteri deposuyuz, bu sebeple hijyen,antibakteriyel yalanlarına kanmayın.

- Tüm hastalıklar, bağırsaktaki bakterilerin azalması ile başlar. Bağırsaklar geçirgen hale gelir. Tam sindirilmemiş bileşikler kana karışır, ve vucut bunları tanıyamaz, antikor üretir ve yenmeye çalışır. Eğer bu bileşikleri kas hücresine benzetirse, kasları öldürecek antikorlar üretir, işte MS oldunuz. Akciğer hücresine benzetirse, işte akciğer kanseri oldunuz. Bağırsaklar vucudumuzun 2. beyinidir.

- Bağırsak florasını düzeltmek için unlu şekerli gıdaları yemeyin, doğal fermente evde yaptığınız yoğurt,kefir,turşu ,boza , ekşi mayalı ekmek yiyin. Pastörize ve ısıl işlemden geçmiş gıdaları yemeyin.

- Rafine tuz yemeyin. 

- Sıcak yemekleri katkısız tereyağı ile soğuk yemekleri zeytinyağı ile yapın. 

- Tahılları en az 2 gün ıslatın ki , fermente olsunlar.

- Çelik ve cam kaplar kullanın, hiç bir çeşit plastiğe kanmayın.

- Doğal sabun ve temizlik malzemeleri kullanın. 

- Pamuklu doğal giysiler giyin. 

- Hareketi hayatın içine katın, haftada 3 kez 1 saat spora gitmekle hiç bir şey düzene girmez. Çocukları yıl boyu spora teşvik edin, yaz gelince baskete ,yüzmeye yazdırmayın.

- Taş devrinde insan vucudundaki Omega 6 - Omega 3 oranı 4:1 iken şimdi 50:1 oldu ve tüm enfaktüs, kanser, diabet gibi hastalıkları tetikliyor. Bu sebeple yetişkinler günde 1000 mg çocuklar 500 mg her gün ( yaz -kış) omega 3 desteği almalı. 

- D vitamini eksikliği tüm vucudu bitiriyor. Öğlen saatinde, gölgemiz boyumuzdan kısayken her gün güneşe dışarı çıkmalıyız. Kolumuz ve başımız açık olmalı. 15-20 dk. durmalıyız. Çocuklar dahil. 

- Her kiloya 100 unite ( 1 damla devit) almalıyız. 10 kilo çocuk 10 damla almalı.

- A,D,E,K vitaminleri ve domatesteki likopen yağda erir, salatalar zeytinyağlı olmalı.


Bebek bakımı:

- Sezeryan ile doğan bebekler , doğum kanalından hiç bir faydalı bakteri alamadan doğuyor, bu sebeple astım, alerji ve hastalıklar çok sık görülüyor. Anneler bebek doğunca lohusa kanamasından bebeğin ağzına sürmeli. 

- Anne sütü eşsizdir, iletişim çağında yaşıyoruz eğer sütünüz yoksa bir şekilde süt annesi bulabilirsiniz, mama vermenize gerek yok. 4 yaşına kadar çocuk emebilir.

- Aşıların ölümcül hastalıklara karşı yapılanları mutlaka yapılmalıdır. 

- 6 aydan sonra anne ezerek veya çiğneyerek yemeklerden bebeğine verebilir.

- Hijyen takıntısı yapmayın, doğal halinde büyüsün bebek, emzikleri yere düşünce ağzınızda yalayıp geri verebilirsiniz.

- Çocukları açık havada gezdirin, d vitamini ve kan damlası desteğini verin.

- Yemeklerine az tuz koyun ama rafine tuz olmasın.

Çocuk bakımı:

- Hazır gıdalara alıştırmayın.

- Balık, et, sakatat, mevsiminin doğal sebzesini , meyvesini yesin. Bulgur, tarhana, ayran aşı gibi yiyecekler yesin.

- Hangisinden ne kadar seviyorsa o kadar yesin, illaki günde 2 meyva 500 gr yoğurt gibi altın oranlara takılmayın.

- Bağırsaklarını güçlendirirseniz, faydalı bakteriler, onu hastalık yapan bakteri ve virüslerden korur. 3 günden fazla ateş olunca antibiyotik verilir diye bir şey yoktur.

- Beta veya şu an ki grip salgını için antibiyotik kullanmayın. Öksürük için zencefil ve zerdeçal iyi bir balgam sökücüdür. Hastalanınca probiyotik besinleri ve C vitaminin arttırın.

- Çocuklar hareket etmeli ve wifi, internet gibi zararlılardan uzak durmalı. Sadece yazın yaz okuluna yazdırmakla bir fayda sağlanmaz.

Evet not alıp, aklımda kalanlar bunlar. Bir çok zararlıdan kaçınmak için biz annelere büyük görev düşüyor. Marketteki hazır ürünlerle evimizi doldurmak yerine yapabildiğimiz her türlü besini evde yapmamız gerekiyor. 
Eğer aşağıdaki gibi bir mağara resmi görmediyseniz, siz de lütfen yemeyin :)





Sevgiler,
Yeşil Anne












2 Ocak 2014 Perşembe

Plastik Sınıflarını Öğrenelim !

Sevgili Anneler;


   Herkes plastiklerin sağlığa zararlı diye biliyor ancak gıda sektöründe ucuz olduğu için plastik kullanımı çok yaygın! Siz cam alternatifi olan ürünleri mutlaka tercih edin! Evinizde saklama kabı olarak kullanmayın, çünkü içerisindeki kanserojen maddeler, yiyeceğinize geçiyor. Maalesef vücudunuzda birikiyor.
 Ancak  plastik kapta bir ürün almaya mecbur kalıyorsanız, plastik çeşitlerini mutlaka öğrenin!   Bazı tür plastiklerin gıda sektöründe kullanımının güvenli olduğu kabul ediliyor, bazılarınınsa kesinlikle kullanılmaması gerektiği söyleniyor.






Peki biz elimizdeki bir plastik malzemenin türünü ve güvenli olup olmadığını nasıl anlayabiliriz?  

Plastik malzemenin altında  aşağıdaki işaretlerden biri vardır ve bu işaret hangi tür plastikten imal edildiğini gösterir.

Eğer plastik bir malzemenin üzerinde bu işaretlerden birini göremezseniz kesinlikle satınalmayın, içinde gıda barındırmayın.  
Plastikte sağlık için en önemli tehlike Bisphenol A (diğer adıyla BPA) denen madde. Bu madde polikarbonatı çok sert ve cam gibi parlak hale getirmek için kullanılıyor ve kanserojen..
Eğer plastiğin üzerinde 7 işareti varsa ve hem sert hem de parlaksa, büyük ihtimalle BPA içeren bir polikarbonattır. Bu tür plastikleri mutfağınızdan uzak tutun! 
























1. PETE veya PET
PETE veya PET Polyethylene Terephthalate'in kısaltmasıdır. Çok yumuşak, şeffaf ve gıdalarda TEK KULLANIM İÇİN güvenli olduğu kabul edilir. Çoğu su, meşrubat ve diğer içecek şişeleri bu malzemeden imal edilir. Dondurulmamalı, bulaşık makinesinde yıkanmamalı ve mikrodalga fırında kullanılmamalıdır. İçinde bulunan gıda maddesine herhangi bir zararlı madde sızdırmaz. Ancak  güneşte ,sıcakta bırakılmamalıdır. Tekrar kullanılmamalıdır.
2. HDPE
HDPE High-Density Polyethylene (Yüksek Yoğunluklu Polietilen)'in kısaltmasıdır. Gıdalarla kullanımının güvenli olduğu kabul edilir. BPA içermez. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga fırında kullanılabilir.
3. V veya PVC
PVC Polyvinyl Chloride'in kısaltmasıdır. Gıdalarla kullanılmamalıdır. İçindeki zararlı maddeleri gıdalara sızdırır.
4. LDPE
LDPE Low-Density Polyethylene (Düşük Yoğunluklu Polietilen)'in kısaltmasıdır. Bu malzeme de HDPE gibi gıdalarla birlikte kullanılabilir. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga fırında kullanılabilir.
5. PP veya PE
PE Polietilen'in kısaltmasıdır. En güvenli plastik türü olarak kabul edilir. 2 ve 4 numara bu maddenin düşük ve yüksek yoğunluklu halidir. İçinde barındırdığı gıdalara sızdırdığı bilinen herhangi bir zararlı madde yoktur. Bulaşık makinesinde yıkanabilir, mikrodalga fırında kullanılabilir.
6. PS
PS Polystyrene'in kısaltmasıdır. Çay ve kahve gibi sıcak içecekler için kullanılan köpük bardakları (karton bardaklardan bahsetmiyorum) bilirsiniz. Ya da hazır satılan tavuklarda, tavuğun altındaki köpük tabağı bilirsiniz. Ya da kolilerin içindeki elektronik cihazları darbeden korumak için kenarlara koyulan birbirine yapışık o küçük yuvarlak köpükleri. Çoğumuz o köpüğün bir tür plastik olduğunu bile bilmeyiz. Bu malzemeye strafor denir,insan için kanserojen bir madde olarak bilinir. Bu maddeyi mutfağınızdan kesinlikle uzak tutun!
7. DİĞER
7 numara belirli bir tür malzemenin numarası değildir. İlk 6 tür haricindeki malzemeler anlamına gelir. Genellikle BPA denen o zararlı maddeyi içerirler. Ancak içermiyor da olabilir. Bu yüzden, yukarıda da söylediğim gibi, eğer bir malzemenin üzerinde 7 işareti varsa, cam gibi parlak ve sertse, büyük ihtimalle BPA içeriyordur ve güvenli değildir.

Sizde ailenizin sağlığı için yiyeceklerinizde öncellikle cam,porselen gibi güvenilir ve sürdürülebilir ambalajları tercih edin,çocukların sularını çelik termosta taşıyın !!!

Sevgilerimle
Yeşil Anne