Pages

24 Eylül 2014 Çarşamba

Çocuklarımızın Sağlığı için Nefes Alalım !



Sevgili Yeşil Anneler , Babalar ...


0-12 yaş arasındaki çocukların annelerinin nefeslerini aldıklarını biliyor muydunuz? 

Çocuklarımızı her şeyden korumak onlara harika bir yaşam sağlamak için ne emekler veririz. Nasıl beslendiklerine nelerle temas ettiklerine nasıl oynadıklarına neler öğrendiklerine nasıl davrandıklarına kadar her şeyleriyle ilgilenir ve mutlu olmaları için elimizden ne geliyorsa yaparız. Ama yaşamlarındaki en önemli şeyin tam kapasiteyle nefes almaları olduğunun farkında mısınız?

Bugün çok özel bir konuk yazarımız var.  Benim canım arkadaşım, Nefes Eğitmeni ve Yaşam Koçu Sevgili Pelin Ceyhan.. 

Bizler, doğru nefes alarak kendimizin ve çocuklarımızın hayatını  değiştirebiliriz, bakın nasıl .....




Çocuklarımız annelerine enerjetik olarak 12 yaşına kadar bağlı dolayısıyla aynı nefes alışkanlıklarına sahipler. Çocuk ergenliğe girmesiyle kendi nefes alışkanlığını yaratmaya başlıyor ve kendi karakterini oluşturuyor. Bu sebeple sizin nasıl nefes aldığınız onların kendi güçlü karakterlerini yapılandırmasını etkiliyor. Nasıl nefes alıyorsanız öyle yaşıyorsunuz ve çocuğunuza da öyle bir yaşam kuruyorsunuz. Nefesinizi analiz ettirin ve hem kendi yaşamınız hem de en kıymetli varlıklarınız için nefesinizi açın… 

Peki nefes nedir? Bizim için önemi nedir?

Nefes yaşam demek. Fiziksel bedenimizin yaşaması, tüm fonksiyonlarını yerine getirmesi için ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan benzin. Zihnimiz ve bedenimiz arasında bir bağdır. Yemek olmadan 30 gün dayanabiliriz, su olmadan ise 3 gün, fakat nefes almadan geçireceğimiz üç dakika içinde ölürüz. 

Doğduğumuzda Allah’ın bize bahşettiği bir mucizeyle doğuyoruz. Doğal nefesimizle. Fakat 2-3 yaşımızdan itibaren gelişen ego bilinciyle nefesimizi çarpıtmaya, limitlemeye başlıyoruz. Her heyecanlandığımızda, korktuğumuzda, endişelendiğimizde nefesimizi tutuyoruz. İşte bu nefes almadığımız zamanlarda nefesimizi bozuyor vücuda oksijen alımını limitliyor ve tutmamıza neden olan o duyguyu da hücre hafızasına hapsediyoruz. Yani bilinçaltımızı yaratıyoruz. Ve bunu milyonlarca hatta milyarlarca kez yapıyoruz hayatımız boyunca sonra ne oluyor limitlenmiş çarpıtılmış bir nefes alışkanlığımız oluyor. Böyle hayatta kalma çabası içerisinde bir oraya bir buraya savrulup duruyoruz. Hep korktuğum başıma geliyor, işlerim ters gidiyor, özel hayatım düzelmiyor, çocuklarımla eşimle arkadaşlarımla iletişim kuramıyorum, mutsuzum yorgunum diye diye yaşıyoruz. Sinirleniyoruz, endişeleniyoruz, korkuyoruz, üzülüyoruz, strese giriyoruz…Kısıtlı nefes alıyoruz kısıtlı yaşıyoruz. Yapılan araştırmalara göre insanların %90’ı nefes kapasitesinin ortalama %30’unu kullanıyor. Ne demek bu? Yaşam enerjimizin, can enerjimizin, benzimizin %30 unu alıyoruz ve o kadar yaşıyoruz. Yani sevgiyi, aşkı, bolluğu, neşeyi tüm güzellikleri sadece hayatımıza %30 kabul ediyoruz. Daha %70’lik bir kısım var ki hiç kullanamadığımız. İşlemeyen demir ışıldamaz misali oksijeni kullanmadığımız o bölge karanlığa gömülüyor. Korku endişe stres sıkıntı keder acı öfkenin kararttığı ve dolayısıyla hayatımızı karartan bölge…

Nefes’in 3 seviyesi

Nefes hayatımıza 3 alanda dokunuyor. Fiziksel, duygusal/mental ve spritüel seviyede.

Nefesin önemi için aslında saatlerce konuşmaya gerek yok. Çok basit bir soruyu sormak yeterli. Nefes almazsak ne olur? Ölürüz. Peki vücudumuzda nefesin gitmediği yerde ne olur? Hücreler ölür. Yani tam kapasite nefes almadığımızda enerjimiz düşüyor hücre yenilenme hızımız düşüyor hücreler sağlıksızlaşıyor ve tıbben de bilinen oksijen eksikliğinden kaynaklı fiziksel seviyede anaerobik hastalıklara yakalanıyoruz. Psikosomatik rahatsızlıklar, romatizmal hastalıklar, kanser ve türevleri, nodüller, tümörler bunların hepsi anaerobik hastalıklar yani oksijensiz ortamda gelişen hastalıklar. Peki nefes gittiğinde o bölgeye ne oluyor? Canlanıyor. Nerde bir sorun varsa nefesin oraya gitmediğini çalıştığımız binlerce kişinin nefes analizi sonucunda görüyoruz.

Düşüncelerimiz duygularımızı yaratır duygularımız da davranışlarımıza dökülür. Tüm yaşanan tecrübeler de işte geçmişimizi oluşturur ve biz geriye dönüp o tecrübeyi hatırladığımızda duygusu da taptaze hücre hafızamızda yani bilinçaltımızda sakladığımız için yine aynı o günkü gibi üzülürüz sinirleniriz strese gireriz. İşte bunu milyonlarca milyarlarca kez yaparak negatif düşüncelerimizi kafamızda dogmalaştırırız negatif duyguları da daha da güçlendiririz. Her seferinde nefesimiz tutarız ve kartopu gibi içimizde o duyguyu büyütürüz. Nefes kapasitesi arttığında ise bilinçaltımızdaki geçmişle ilgili tüm bu negatif duygular temizlenir ve zihnimiz pozitif düşüncelerle dolduğundan duygular da pozitife geçer. 

Nefes kapasitesinin artmasıyla geçmiş gelecek döngüsünden kurtulan ve dinginleşen zihnimiz artık bizim AN’da kalmamıza olanak sağladığı için AN’ı yaşamaya başlarız ve özümüzle bağlantıya geçtiğimiz için mükemmel yaratıcılar haline geliriz ve tam istediğimiz gibi bir hayata sahip olmaya başlarız. Hayat gerçek neşe ve tatmin içinde devam eder.

Nefes Seansı Nasıl İşliyor? 

Biz şifa vermiyoruz eğer limitleyici bir nefes alışkanlığınız varsa, içinize girmesi gereken oksijenin yani yaşam enerjisinin vücuda alınmasını sabote eden bir nefes alışkanlığınız varsa onu ortadan kaldırmak üzere çalışıyoruz. Onu ortadan kaldırdığımızda yani nefes kapasitenizi arttırdığınızda vücuda giren oksijenle birlikte kandaki oksijen oranı yükseliyor, vücudumuzda gitmeyen yerlere oksijen gidiyor ve nefes kapasitemiz artıyor. Nefes çok yüksek titreşimli olduğundan hücreye giriyor hücre hafızasını temizliyor. Amacımız bu. Bir de nefesin gücüne ek olarak yaşam koçluğu metodlarıyla da zihindeki limitleyici düşüncelerle çalışıyoruz ve tüm bu negatif düşüncelerin pozitife dönmesini sağlıyoruz. 



Nefes seansı bir mat üzerinde yatarak yapılan ve 35-40 dk tempolu müzik eşliğinde süren bir seanstır. Seans boyunca doğal nefes almanıza yardımcı oluyoruz. Akupunktur meridyen noktalarıyla çalışarak nefesin blokajlı olan bölgelerinize entegre olmasını sağlıyoruz böylece o bölgeye oksijen gitmeye başlıyor ve tıkanan bölgeler açılmaya başlıyor. Sonrasında da 10 dakika kendi nefesinizde sakin bir müzik eşliğinde dinleniyorsunuz. Aldığınız seanslar sonunda açılan nefesiniz vücudunuzda kesintisiz bir oksijen dolaşımını sağlıyor. Yoğun oksijen yani nefes hem fiziksel hem duygusal mental hem de spiritüel seviyede maksimum farkındalık sağlıyor ve mucizelerinizi yaşamaya başlıyorsunuz.

Doğal Nefes

Doğal nefes daha çok oksijeni içimize almamızı sağlayan nefes alış şeklidir. Doğal nefeste en önemli nokta diyaframla alınan karın nefesinin güçlenmesi. Diyafram öncelikli olarak nefes almamız için yaratılmış olan kastır. Fakat kişilerin çoğu nefes alırken diyafram kası yerine arka ve interkostal kasları kullanırlar. Bu kaslar tam kapasiteyle nefes almamıza olanak sağlamazlar. Bu kasların kullanımı arka ve solar-plexus alanlarında gerilim ve zorlamaya neden olur. Bu tip nefes alma sırasında kaburga kafesi genişler ve akciğerlerin sadece üst bölümü hava ile dolar. Ancak, diyafram bölgesi aynı zamanda durağan ve genellikle gergin kalır. Gergin bir diyafram stres ve endişe gibi istenmeyen duyguların oluşmasına imkan verir. Karın nefesinin açılmasıyla nefes mide bölgesine (solar pleksus) ulaşır sonrasında göğüs bölgesine ve gırtlak bölgesine yani yaratım merkezimize kadar açılır.

Ayrıca doğal nefes zihnimizi dinginleştirdiği için bilincimizin açılmasını sağlayan bağlantılı alınan bir nefestir. 

Ben en kısa zamanda bu deneyimi yaşamak için sabırsızlanıyorum. Eğer sizlerde doğal nefesinizi ve kendinizi keşfetmek isterseniz 
0533 2464156 telefonundan sevgili Pelin'e ulaşabilir, seanslarına katılabilirsiniz.



Sevgilerimle

Yeşil Anne Işık Kırgız


Hiç yorum yok: